Jeodezik kubbe evler, mimar Buckminster Fuller tarafından geliştirilen geometrik prensiplere dayanan, birbirine bağlı üçgen veya çokgen panellerden oluşan, güçlü ve hafif bir iskelet yapısıdır. Bu tasarım, yükü kubbe boyunca eşit şekilde dağıtarak jeodezik kubbeleri inanılmaz derecede güçlü kılar; kasırgalar, yoğun kar yağışı ve depremler gibi ekstrem hava koşullarına dayanabilirken, geleneksel dikdörtgen evlere göre daha az malzeme kullanılır. Jeodezik kubbenin panelleri genellikle ahşap, metal, cam elyafı veya plastik gibi malzemelerden yapılır ve kontrplak, kiremit veya membran çatı gibi kaplama malzemeleriyle dış hava koşullarına karşı dayanıklı bir dış cephe oluşturulabilir. İç kısımda ise jeodezik kubbe evler, taşıyıcı duvarların olmadığı, açık ve geniş iç alanlara sahiptir; bu da esnek, özelleştirilebilir yerleşimlerin mümkün olmasına olanak tanır ve bu evlerin birincil konut, tatil evi, sera veya etkinlik mekanları gibi ticari alanlarda kullanılmasını sağlar. Üçgen panel tasarımı, açılı hatlar ve yüksek tavanlarla görsel olarak dikkat çeken bir iç mekân oluşturur; bu yapı, özel aydınlatma ile kubbenin benzersiz geometrisi vurgulanarak daha da geliştirilebilir. Enerji verimliliği, jeodezik kubbe evlerin belirgin bir avantajıdır; küresel şekil, dış etkilere maruz kalan yüzey alanını en aza indirgeyerek ısı kaybını ve kazanımını azaltır, hava sızdırmaz yapısı ise yalıtımı daha da iyileştirir. Bu verimlilik, hafif yapısıyla birleştiğinde özellikle prefabrik paneller kullanıldığında jeodezik kubbe evlerin nispeten hızlı ve maliyet açısından uygun bir şekilde inşa edilmesini sağlar. Uzak doğa alanlarında ya da kentsel ortamlarda yer alsınlar, jeodezik kubbe evler yapısal yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve benzersiz estetiklerini bir araya getirerek konut mimarisine uygulanmış pratik bir geometrik prensip örneğidir.